Kuran'ın Arap kavmine özel olduğunu anladıkları için bunu örtbas
etmeye çalışıyorlar.Sanki Enam 19 bütün dünyadaki her bir kimseyi uyar
demiş gibi sahte bir algı oluşturuyorlar.
Bu Kuran kendisiyle sizi uyarmam içindir ve her bir kimseye(ve men-وَمَن) anlatayım diye(belaga-بَلَغَ)/hiç birinizi ayırmadan-Enam 19
Öncelikle ayette her bir kimse sözü belagat(bi-lugat) sözüyle
bağlantılı kullanılmış.Bu sınırlama demektir.Bir Japon'a belagat
yapamazdı,Japon lugatını bilmiyordu.Aşağıda göreceğimiz gibi Muhammet
sadece Arap lugatıyla belagat(bi-lugat) yapabilmektedir,sadece Arap
kavmine belagat(bi-lugat) yapabilmektedir.(Belagat/bi-lugat=aynı dili kullanarak dillendirme,lisanlama).
Lugat ül Arabiyye=Arap dili,Arap lisanı.Çünkü Luga dil(lisan) demektir.Araplar şöyle derler;Arif luga=Dili biliyor,lisanı biliyor.Belaga(biluga) demek dildaşlık demektir,lisandaşlık demektir.Onun için Enam 19'da bahsedilen her bir kimse;Arap kavminden olan her bir kimsedir,Arap lugatından her bir kimsedir,Arapça belagat yapılabilen her bir kimsedir.Belagat(bilugat) kelimesi Maide 67.ayette de kullanılmış ve kavimle ilgili kullanılmış.Belagat konusuna tekrar döneceğiz.
Lugat ül Arabiyye=Arap dili,Arap lisanı.Çünkü Luga dil(lisan) demektir.Araplar şöyle derler;Arif luga=Dili biliyor,lisanı biliyor.Belaga(biluga) demek dildaşlık demektir,lisandaşlık demektir.Onun için Enam 19'da bahsedilen her bir kimse;Arap kavminden olan her bir kimsedir,Arap lugatından her bir kimsedir,Arapça belagat yapılabilen her bir kimsedir.Belagat(bilugat) kelimesi Maide 67.ayette de kullanılmış ve kavimle ilgili kullanılmış.Belagat konusuna tekrar döneceğiz.
Şimdi Enam 19 ayetindeki siz kelimesiyle her bir kimse
kelimesinin bağlantılı olduğuna değinmek gerekiyor.Arapçada ve bağlacı
Türkçedekiyle tamamen aynı değildir.Ve bağlacı bu ayette siz kelimesiyle her bir kimse
sözünün bağlantısını gösteriyor.Sizden sözünü 2 kere kullanmamak için
ve bağlacını kullanıyor.Ve bağlacının Arapçadaki bu rolü olmasaydı,siz
kelimesini iki kere kullanması gerekirdi ve şöyle demesi gerekirdi:Bu Kuran sizleri uyarmam içindir ve sizden her bir kimseye anlatayım diye/hiç birinizi ayırmadan(enam 19).Yani ve kullanmasaydı siz kelimesini iki kere kullanması gerekirdi.Tıpkı şu örnekte olduğu gibi:elçi onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor(Cuma 2).Kitap ayrı hikmet ayrı değildir.Kitabı öğretiyor ve kitabı öğretmekle hikmeti öğretmiş oluyor.Hikmet kitaptan ayrı değildir.Hikmet Kuran'ın kendisidir(Yasin 2)Kitap kelimesini iki kere kullanmamak için ve bağlacını kullanıyor.Ve bağlacının bu rolü olmasaydı şöyle demesi gerekirdi:elçi onlara kitabı öğretiyor ve kitabı öğretmekle hikmeti öğretmiş oluyor(cuma 2).Ve
bağlacının bu rolü olmasaydı kitap kelimesini iki kere kullanması
gerekirdi.Ve kullanıyor diye Hikmet ayrı kitap ayrı değildir.Ve
kullanıyor diye siz ayrı her bir kimse ayrı değildir.Enam 19=Sizleri uyarayım ve sizden ulaştığım her bir kimseye anlatayım/sizleri uyarırken hiç birinizi ayırmadan bunu yapayım diye.Sadece Kureyş kabilesini yada sadece Mekkelileri değil,Arap kavminden her kime ulaşırsam onu uyarmam içindir anlamında.
Ayette her bir kimse sözünün belagat(bi-lugat) sözüyle birlikte kullanıldığını tekrar hatırlayım.
Belagat(bi-lugat) yani dillendirme,anlatabilir olma,yani lugatlama olayı Maide 67.ayettede var.
Ey resul sana indirileni anlat/belagat et(belaga-بَلِّغْ).Eğer anlatmazsan/belagat etmezsen(belagte-بَلَّغْتَ),işte
o zaman elçiliğini yerine getirmemiş olursun.Allah seni bu insanlardan
korur.Ve bu kavim kafir olursa Allahın hidayetinden mahrum kalır-Maide
67
Görüldüğü
gibi kavimle belagat bir arada kullanılmış bu ayette.Belagat(bi-lugat)
kavramı kavimle ilişkilendirilmiş halde.Ve zaten Muhammed sadece Arap kavminin diliyle belagat yapabilmektedir.
Ve onu emin bir ruh indirdi-Şuara 193
Uyarıcılardan olabilmen için-Şuara 194
Apaçık Arap lisanıyla-Şuara 195 (Bi lisânin arabiyyin mubîn)
Demekki apaçık Arap lisanında inmese Arap kavmine uyarıcılık yapamayacaktı.O halde apaçık Japonca inen bir kitaba sahip olmadığı için,Japon kavmine uyarıcılık yapamaz.Belagati yetersiz kalır.Zaten Nahl 103 ayeti de Muhammed'in yabancı dil bilmediğini,sadece Arapça bildiğini yazar.
Ve onu emin bir ruh indirdi-Şuara 193
Uyarıcılardan olabilmen için-Şuara 194
Apaçık Arap lisanıyla-Şuara 195 (Bi lisânin arabiyyin mubîn)
Demekki apaçık Arap lisanında inmese Arap kavmine uyarıcılık yapamayacaktı.O halde apaçık Japonca inen bir kitaba sahip olmadığı için,Japon kavmine uyarıcılık yapamaz.Belagati yetersiz kalır.Zaten Nahl 103 ayeti de Muhammed'in yabancı dil bilmediğini,sadece Arapça bildiğini yazar.
“Bunu ona bir kişi öğretiyor” dediklerini biliyoruz.Oysa bahsettikleri o kişi Arapça bilmez,o kişi ve onun dili Araba yabancıdır.Ama bunun(Kuran'ın) dili apaçık Arapçadır-Nahl 103
O kişinin Muhammed'e öğretim veremeyecek olmasının sebebi o kişinin
Arapça bilmemesi olarak gösteriliyor.Buradan Muhammed'in sadece Arapça
bildiği sonucu çıkar.Yabancı dilleri bilmediği sonucu çıkar.
Bu kuran senin için ve kavmin için bir öğüttür.Sen ve kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız-Zuhruf 44
Bütün kavimler içindir demiyor.Bütün kavimler ondan sorumludur demiyor.Eğer Enam 19 ayeti evrensel olsaydı;o zaman Zuhruf 44 bu şekilde olmazdı.Kuran bütün kavimler içindir,bütün kavimler ondan sorumludur şeklinde olurdu.Muhammed kavminin tamamına bildirimde bulunarak görevini tamamlamıştır:
Bütün kavimler içindir demiyor.Bütün kavimler ondan sorumludur demiyor.Eğer Enam 19 ayeti evrensel olsaydı;o zaman Zuhruf 44 bu şekilde olmazdı.Kuran bütün kavimler içindir,bütün kavimler ondan sorumludur şeklinde olurdu.Muhammed kavminin tamamına bildirimde bulunarak görevini tamamlamıştır:
Eğer
yüz çevirirseniz; bilin ki ben, benimle gönderileni SİZE TEBLİĞ
ettim.Rabbim dilerse SİZDEN BAŞKA BİR KAVMİ sizin yerinize getirir ve
siz O’na bir zarar veremezsiniz-Hud 57
FORMÜL=Enam 19 ayeti ve benzeri ayetler;İbrahim 4.ayetle birlikte düşünülmelidir;
Her peygamberi başka değil,sadece kendisiyle aynı dili konuşan kendi kavmine göndeririz.Böylece onlara anlatabilmesini mümkün kılarız-İbrahim 4
Her peygamberi başka değil,sadece kendisiyle aynı dili konuşan kendi kavmine göndeririz.Böylece onlara anlatabilmesini mümkün kılarız-İbrahim 4
Bu ayet aşağıdaki gibide okunup anlamlandırılabilir;
Her
kavme başka değil,sadece o kavmin kendi dilini konuşan birini peygamber seçer,o
kavmin içinden birini seçer.Onlara böylece beyan eder-İbrahim 4
Ve Kuran açıkça Arap olanla Arap olmayan ayrımı yapıyor.Arap olmayanı öteki görüyor,yabancı görüyor.
***Enam 19'da bahsedilen her bir kimse;Arap kavminden olan her bir kimsedir***
***Enam 19'da bahsedilen her bir kimse;Arap kavminden olan her bir kimsedir***
Enam
19 sizden her bir kimseyi uyarayım diyor.Sizden olmayanlarıda uyarayım
demiyor.Burada siz dediği muhatablar kimdir?Bu grupta hangi insanlar
var?Yusuf 2.ayet hangi gruptaki insanlara sesleniyorsa bu ayette onlara
sesleniyor.
Kuran'ı sizin anlamanız için Arapça indirdik-Yusuf 2
Bundan önce de Musanın kitabı var.Ve buda lisanı Arapça kılınmış bir kitaptır,o kimseleri uyarabilmen için-Ahkaf 12 Kuran'ı sizin anlamanız için Arapça indirdik-Yusuf 2
Demekki kitabın lisanı Arapça olmasa olmasa o kimseleri uyaramayacaktı.O halde o kimseler lisanı Arapça olan kimselerdir.Lisanı Arapça olmayanlar değil.O kimseleri uyar derken lisanı Arapça olan kimselerin kastedildiği açıktır:Ahkaf 12.ayet aşağıdaki gibide okunabilir;
Bundan önce de Musa'nın kitabı var.Ve buda lisanı Arapça olan kimseleri uyarman için indirilmiş bir kitaptır-Ahkaf 12
(Arapçada tek kalıplı okuma yoktur,çoklu okuma sistemi vardır)
Ve bunu başka değil,pürüzsüz Arapça yaptık ki korunabilsinler-Zumer 28
Üstelik Kuran yabancı dilde inen mesaja itiraz hakkı vermektedir.
O zaman Japon kavmininde Japonca inmeyen bir kitap için;neden dilimizde inmedi deme hakları vardır.Japon olana Japonca inmeyen kitap olurmu deme hakları vardır.Yabancı dilde inen mesaja itiraz hakkı tanıyan evrensellik karşıtı bir ayet