27 Aralık 2019 Cuma

Bilimsel mucize yalanları-Çakma mucizeler

 ***Kuran denizlerin birbirine karışmadığını 14 yüzyıl önce nasıl bilmiş diyorlar.
Ve iki denizi birbiri üstüne saldı.Biri lezzetli ve TATLIDIR,diğeri TUZLUDUR.Arada engel var karışmazlar. (FURKAN 53)
 İki deniz bir değildir.Birinin suyu tatlıdır,ondan içersiniz ama diğeri tuzlu olandır ve ondan içemezsiniz.Üzerlerinde gemiler yüzdürürsünüz ve balık tutarsınız-FATIR 12
 Denizlerin karışmaması saçmadır.İki deniz karışmıyorsa bu iki deniz hangi iki denizdir? Üstelik Kuran bu denizlerden birinin suyu tatlıdır ve içimi güzeldir diyor.Yeryüzünde suyu içilen deniz hangi denizdir? Kızıldeniz mi? Akdeniz mi? Ege denizi mi?Ve eyer birinin suyunu içerek iki denizin karışmadığını anlıyorlarsa,zaten kendi tecrübeleriyle iki denizin karışmadığını anlamış olurlar.Bunun neresi mucize?
Ve Gulf Stream gibi deniz altı akıntılarla denizler karışıyorlar.Mineral farklılığı gibi sebeplerden dolayı ilk bakışta karışmıyor gibi görünüyorlar.Yani sadece bir göz yanılması var,aslında denizler birbirine karışıyorlar.
***Diyorlar ki Demir uzayda yıldızlardaki bir takım hareketlerle ve tepkimelerle oluşur.Demiri indirdik diyen Kuran,bunu haber veriyor,hemde 1400 yıl önce.
Ve DEMİRİde indirdik.Onda insan için kullanışlılık ve saglamlık vardır-HADİD 25
Demiri indirdik demesi yıldızlarda ürettik ve uzaydan yağdırdık anlamına geliyorsa,o zaman size hayvanlar indirdik ayeti ne anlama geliyor? Yıldızlarda hayvan üretip uzaydan hayvan mı yağdırdı?
Allah sizin için 4 AYAKLI HAYVANLAR İNDİRDİ-ZUMER 6
İndirdi kelimesinden eğer YILDIZLARDA YAPILDI lafını anlıyorsanız,o zaman gökten indiği söylenen bütün bu hayvanlar da uzayda süper nova patlamalarıyla oluşmuş olmalı.Bu hayvanlar da yıldızlar da mı yapılıp dünyaya indirildi?
Allah ın size GÖKTEN İNDİRDİĞİ YİYECEKlerin bir kısmını kendinize haram kılmayın-YUNUS 59
Umarım yiyeceklerde yıldız patlamalarıyla uzayda üretilmemiştirler?
Yiyecekler ve hayvanlar nasıl insanın hizmetine verildiyse, demir de aynı şekilde insanlığın hizmetine verildiği için hepsine birden SİZİN İÇİN GÖKTEN İNDİRDİK deniliyor. Yani ayetlerdeki SİZE DEMİRİ,HAYVANLARI VE YİYECEKLERİ İNDİRDİK gibi sözler, kullanımınıza sunduk, bahşettik anlamında kullanılıyor.
***Dünyanın yuvarlak yapıldığını Kuran bilmiştir iddiasıda saçmadır***
 Ve sonra yeryüzünü deve kuşu yumurtası(dehaha) gibi yaptı-Naziat 30
 Ayet Dünyayı deve kuşu yumurtası gibi yaptı anlamındadır diyorlar,dünyanın yuvarlak yapılışını anlatıyor diyorlar.Oysa ayet 29 ele alınırsa bunun saçmalığı ortaya çıkar.Ve dehaha yayıp döşedi demektir,deve kuşu yumurtası değil.
Ve gecesini ve gündüzünü ortaya çıkardı/oluşturdu-Naziat 29
Ve sonra(bade-بَعْدَ) yeryüzünü yayıp döşedi(dehaha)-Naziat 30
Eyer 30.ayetteki dehaha kelimesini deve kuşu yumurtası gibi yaptı anlamında alırsak,o zaman saçma bir sonuç çıkar ortaya.Çünkü dünya önce gece ve gündüzün oluşacağı şekle getirilmişse(Naziat 29) zaten yuvarlak şeklini almış demektir.Aksi halde gece ve gündüz oluşamazdı.Şimdi gece ve gündüz oluştuktan sonramı onu yuvarlak deve kuşu yumurtası şekline sokmuş oluyor?Önce gece gündüz oluşumu meydana geliyor ama daha sonra dünya yuvarlaklaştırılıyor öylemi?Onun için kelimenin deve kuşu yumurtası değil,dünya oluştuktan sonra,gece ve gündüz oluştuktan sonra yapılan bir yayıp döşeme işi olduğunu görebilmek gerekiyor.(Deve kuşu yumurtası:el-udhiyyu.Deve kuşu yumurtasına benzer:kel-udhiyyu)
***Zariyat Suresi 47.ayetteki gök kelimesini evren diye çevirerek,kapsayıcı gücümüz var kelimesinide genişletmekteyiz şeklinde çevirerek hileli bir ayet yorumuna ulaşıyorlar.Ve ayeti aşağıdaki gibi veriyorlar:
 Evreni biz kurduk ve biz onu genişletmekteyiz-Zariyat 47
Oysa durum hiçte bu şekilde değildir.Ayet gök(sema) demektedir ve aşağıdaki gibidir:
 Göğü biz bina(بَنَيْنَاهَا) ettik.Ve biz kapsayıcı bir gücün sahibiyiz-Zariyat 47
Zariyat 47.ayetin gerçek tercümesi budur ve 1990 öncesi tercümelerde bu şekilde geçmektedir.Elmalılı Hamdi,Abdulkadir Gölpınarlı,Hasan Basri Çantay bu şekilde vermişler.Ve ayetten göğün genişlemesi anlamının çıkarılması imkansızdır.Çünkü bunun tam tersi bir anlam yükleyen bir kelime var ayette:bina kelimesi.Türkçede de kullandığımız bina etmek fiili var burada.Bina etmek yani sabit ve sağlam kılmak,sabitlemek(-بَنَيْنَاهَا-beneyna ha=bina etmek,sabit ve sağlam kılmak)Siz hiç sürekli genişleyen bir bina gördünüzmü?Zariyat Suresi 47.ayet açıkça gökyüzünü bina gibi sabit yaptık diyor ve hiç bir bina
genişlemez.Bina;genişlemeyen,daralmayan,sabit,hareketsiz.Nahiv ilminde bile hareketsiz yapılara bina denir.''Bina irabın zıttıdır,çünkü bina sabit ve hareketsizdir-Sibeveyhi-El kitap''
Zariyat 47.ayette  le müsuine(لَمُوسِعُونَ) kelimeside elbetteki kapsayıcıyız,elbetteki kuşatıcıyız anlamına gelir.Bu kelimeye geniş anlamı verseniz bile,geniş gücümüzle göğü biz bina ettik anlamına gelir.Mekansal genişlik için kullanılan kelime arduha kelimesidir ve bu ayette geçmemektedir.arduha(عَرْضُهَا)=genişlik.Arduha kelimesi Ali İmran 133 ve Hadid 21.ayetlerde vardır.
 Kuran açıkça evreni sabit bir bina olarak görmekte ve yıldızlarla dolu gökyüzünü evrenin tavanı olarak görmektedir.Hiç bir bina genişlemediği gibi,binanın tavanıda genişlemez.
Ve yükseltilmiş tavana and olsun-TUR 5
Ve göğü nasılda yükseltmişiz-GAŞİYE 18
Onu yükseltti ve onu bir tavan yaptı-NAZİAT 28
Biz dünyaya yakın göğü,bir süsle,yıldızlarla süsledik-SAFFAT 6
   Yani yıldızlarla süslü ve yerden yükseltilmiş bu tavan(uzay) genişlemiyor.Sabit bir bina gibi.Tavan(gök) genişleseydi zemin(yeryüzü)de genişlerdiki bina yıkılmasın.
   Ve işin kötüsü evrenin genişlemesi durabilir,evren daralmaya başlayabilir.O zaman ne yapacaklar?O zamanda müslümanların darlığını giderdik gibisinden bir ayet bulurlar,bak ayette darlık kelimesi var,demekki Kuran evrenin daralacağını önceden bilmiş derler.Oysa bu yöntemle herhangi bir kitaptan yığınla mucize üretilebilir.