Kuran'ın Arap kavmine özel olduğunu söyleyen ayetler vardır.Bazı kişiler buna itiraz ediyorlar cinleri örnek gösteriyorlar.
Peygamberin diliyle kavmin dili aynı olmalıdır,farklı olmamalıdır(İbrahim 4),her kavmin kendi dilinde inmeyen mesaja itiraz hakkı vardır(Fussilet 44),Kuran sadece Muhammet ve Arap kavmi içindir(Zuhruf 44).Bu
ayetler ve benzeri ayetler onun kavimsel olduğunu,Arap kavmine özel
olduğunu gösteriyorlar.Buna itiraz edenlerden bazıları şöyle
diyorlar;Madem Kuran sadece Arap kavmine gelmiştir o zaman neden cinlere
göndermede bulunuyor?Buna iki şekilde cevap verilebilir:
1-Cinler insan kavmi değilki insan kavimlerine uygulanan kriterler cinlerede uygulansın.
2-Kuran'ın cinlerden bahsetmesi,cinlerde Kuran'dan sorumludur anlamına gelmez.
Hani
cinlerden bir gurubu, Kur´an´ı dinlemeleri için sana
yöneltmiştik.Kur´an´ı dinlemeye hazır olunca (birbirlerine) «Susun»
demişler,Kur´an´ın okunması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine
dönmüşlerdi(Ahkaf 29)
Burada
cinler Arapça Kuranı dinleyip anlayabiliyorlar.Demekki dil konusunda
insanlardan farklı bir yeteneğe sahipler.Belkide bütün dilleri
anadilleri gibi anlayıp
konuşabiliyorlardır.Oysa
insanlar bunu yapamıyorlar.Bundan dolayı insanlara uygulanan kriterler
bazı konularda cinlere uygulanmayabilir.Hatta insanlarda olmayan bir
diğer yetenekleride o zamanda bile gökyüzünde yolculuk
yapabilmeleridir.Cin suresi 9.ayette bunu açıkça görüyoruz.
Artı
Ahkaf 29. ayet cinlerde Kuran'dan sorumludur demiyor,cinler Kuran'ı
dinledi diyor.Aynı şekilde Tevrat'ıda dinlediklerini bir sonraki ayet
söylüyor zaten.Tevrat'ı dinlemeleri Tevrat'tan sorumlu olduklarını
göstermez.Kuran'ı dinlemiş olmalarıda Kuran'dan sorumlu olduklarını
göstermez.
Dediler
ki:“Ey kavmimiz!Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen, kendinden
önceki kitapları doğrulayan,gerçeğe ve doğru yola ileten bir kitap
dinledik.”(Ahkaf 30)
İnsanlara
cinlerden bahsedildiği gibi cinlerde kendi kavimlerine gidip
insanlardan bahsediyorlar,insanlarada peygamber ve kitap geldiğinden
bahsediyorlar.Yani cinlerin gidip Musa ve Muhammet'e kitap inmiştir
demeleri,cinler Musa ve Muhammet'in kitabından sorumludur demek
değildir.Cinlerin gidip öteki cinlere insan kitaplarından bahsetmesi
başkadır,insan kitaplarından cinlerde sorumludur demesi başkadır.Burada
söz konusu edilen sadece cinlerin gidip öteki cinlere insan
kitaplarından bahsetmesidir.Nasılki Kuran Tevrat'tan bahsediyor diye
müslümanlar Tevrat'tan sorumlu olmuyorsa,aynnı şekilde cinlerin gidip
Kuran ve Tevrattan bahsetmeleride cinler Kuran ve Tevrat'tan sorumludur
anlamına gelmiyor.
“Ey
kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun,ona iman edin ki,günahlarınızı
bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.”(Ahkaf 31)
Burada
cinlerin kendi içinden olan cin davetçiye uymaları söyleniyor.Çünkü
insan kavimlerinin uyarıcı peygamberinin kendi içinden olması gerektiği
gibi,cin kavimlerininde uyarıcısının kendi içinden olması gerekir.Enam
130 bunu doğruluyor.
Ey
cin ve insan toplulukları!Size kendi içinizden âyetlerimi anlatan ve bu
gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi
mi?”...(Enam 130)
Cin suresi 14.ayette cinlerin;''içimizde Allaha teslim olanlar(muslimune)
ve sapanlar var'' demesindeki elmuslimun(teslim olan) sözüde sizleri
aldatmamalıdır.Kendi içlerinden gelen cin elçinin mesajına teslim olmayı
kastediyor.Zaten bu teslim olma durumunun Kuranla tanışmadan önce
gerçekleştiği ayetlerden anlaşılıyor.İbrahim Allaha teslim olmuştu(muslimen) ayetindeki gibi(Ali İmran 67),Kuranla ilgili olmayan bir teslim olma durumu.
Ve aynı iddia ehli kitap içinde öne sürülür.Madem Kuran Arap kavmine
özeldir o zaman neden ehli kitap(Yahudi ve Hristiyanlar) kimselere
seslenen ayetler var diyorlar.Ve yine yanlışa düşüyorlar.
Ey
ehli kitap:elçimiz sizin karşınıza geldi.Elçilerin arası açıldı,bize
gelenlerden başka elçi gelmemiştir demeyin.İşte yeni elçimiz geldi(Maide
19)
Bu ve benzeri ayetler ehli kitaptan yeni elçiyi ve yeni kitabı inkar
etmemelerini istiyor sadece.Kendi kitaplarınıza ve kendi şeriatinize
uyun,yeni şeriate uymak zorunda değilsiniz,ama yeni şeriatide
kötülemeyin diyor.İnkar etmeyin diyor.Hepsi bu.Yani müslümanın Tevrat
şeriatına uyma zorunluluğunun olmaması gibi.Müslüman Tevrat şeriatine
uymasada Tevratı inkar etmemelidir,Tevrat diye bir kitap hiç inmemiştir
diyemez,Tevrata da inanmak zorundadır.Aynı şekilde ehli kitapta Kuran
şeriatına uymakla zorunlu değildir,ama Kuran diye bir kitap inmedi
dememelidir,inanmakla sınırlı bir sorumluluğu vardır.Allah herkesi aynı
şeriatte birleştirmek istemez,herkes kendine inen kendi şeriatine
uymalıdır(Maide 48)
...Sizden
her biriniz için farklı bir şeriat ve yol koyduk.Eğer Allah
dileseydi,elbette sizi tek bir ümmet yapardı.Fakat verdiği şeylerde sizi
imtihan etmek için ümmetlere ayırdı.Öyleyse iyiliklerde yarışın.(Maide
48)
Onlar kendi şeriatlerine uymalılar,kendilerine inene uymalılar.
Ey kitap ehli:Tevratı ve İncili,ve onlardaki her şeyi(وَمَا-vema-ve her şeyi),size indirileni hakkıyla uygulayın...(Maide 68)
Maide
68 sadece Tevrat ve İncil'in adı geçiyor,Kuran'ın adı geçmiyor.Ve size
indirilene uyun deniyor.Hem size indirilene hemde bize indirilene uyun
demiyor.Çünkü Kuran kitap ehline seslenirken size inen(Tevrat ve İncil)
ve bize inen(Kuran) ayrımı yapıyor(Ankebut 46).Oysa Maide 68 sadece size
inene uyun diyor.
...Kitap ehline şöyle deyin: “Biz,size indirilene de,bize indirilene de inandık.Bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız birdir(Ankebut 46)
Onlar Tevrat varken Muhammet'ten hüküm istememelidirler,Tevrat hükümlerini uygulamaları yeterlidir.
Görüldüğü gibi onlar kendi kitaplarına ve kendi şeriatlerine uymalıdırlar.
...Kitap ehline şöyle deyin: “Biz,size indirilene de,bize indirilene de inandık.Bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız birdir(Ankebut 46)
Onlar Tevrat varken Muhammet'ten hüküm istememelidirler,Tevrat hükümlerini uygulamaları yeterlidir.
İçinde Allah ın HÜKMÜ BULUNAN TEVRAT ELLERİNDE varken,gelip senden hüküm vermeni istemesinler...(Maide 43)