27 Aralık 2019 Cuma

Cinlerden bahsetmesi Kuran'ı evrensel yapmaz

 Kuran'ın Arap kavmine özel olduğunu söyleyen ayetler vardır.Bazı kişiler buna itiraz ediyorlar cinleri örnek gösteriyorlar.
Peygamberin diliyle kavmin dili aynı olmalıdır,farklı olmamalıdır(İbrahim 4),her kavmin kendi dilinde inmeyen mesaja itiraz hakkı vardır(Fussilet 44),Kuran sadece Muhammet ve Arap kavmi içindir(Zuhruf 44).Bu ayetler ve benzeri ayetler onun kavimsel olduğunu,Arap kavmine özel olduğunu gösteriyorlar.Buna itiraz edenlerden bazıları şöyle diyorlar;Madem Kuran sadece Arap kavmine gelmiştir o zaman neden cinlere göndermede bulunuyor?Buna iki şekilde cevap verilebilir:
1-Cinler insan kavmi değilki insan kavimlerine uygulanan kriterler cinlerede uygulansın.
2-Kuran'ın cinlerden bahsetmesi,cinlerde Kuran'dan sorumludur anlamına gelmez.
 Hani cinlerden bir gurubu, Kur´an´ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik.Kur´an´ı dinlemeye hazır olunca (birbirlerine) «Susun» demişler,Kur´an´ın okunması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi(Ahkaf 29)
Burada cinler Arapça Kuranı dinleyip anlayabiliyorlar.Demekki dil konusunda insanlardan farklı bir yeteneğe sahipler.Belkide bütün dilleri anadilleri gibi anlayıp
konuşabiliyorlardır.Oysa insanlar bunu yapamıyorlar.Bundan dolayı insanlara uygulanan kriterler bazı konularda cinlere uygulanmayabilir.Hatta insanlarda olmayan bir diğer yetenekleride o zamanda bile gökyüzünde yolculuk yapabilmeleridir.Cin suresi 9.ayette bunu açıkça görüyoruz.
 Artı Ahkaf 29. ayet cinlerde Kuran'dan sorumludur demiyor,cinler Kuran'ı dinledi diyor.Aynı şekilde Tevrat'ıda dinlediklerini bir sonraki ayet söylüyor zaten.Tevrat'ı dinlemeleri Tevrat'tan sorumlu olduklarını göstermez.Kuran'ı dinlemiş olmalarıda Kuran'dan sorumlu olduklarını göstermez.
Dediler ki:“Ey kavmimiz!Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları doğrulayan,gerçeğe ve doğru yola ileten bir kitap dinledik.”(Ahkaf 30)
 İnsanlara cinlerden bahsedildiği gibi cinlerde kendi kavimlerine gidip insanlardan bahsediyorlar,insanlarada peygamber ve kitap geldiğinden bahsediyorlar.Yani cinlerin gidip Musa ve Muhammet'e kitap inmiştir demeleri,cinler Musa ve Muhammet'in kitabından sorumludur demek değildir.Cinlerin gidip öteki cinlere insan kitaplarından bahsetmesi başkadır,insan kitaplarından cinlerde sorumludur demesi başkadır.Burada söz konusu edilen sadece cinlerin gidip öteki cinlere insan kitaplarından bahsetmesidir.Nasılki Kuran Tevrat'tan bahsediyor diye müslümanlar  Tevrat'tan sorumlu olmuyorsa,aynnı şekilde cinlerin gidip Kuran ve Tevrattan bahsetmeleride cinler Kuran ve Tevrat'tan sorumludur anlamına gelmiyor.
  “Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun,ona iman edin ki,günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.”(Ahkaf 31)
Burada cinlerin kendi içinden olan cin davetçiye uymaları söyleniyor.Çünkü insan kavimlerinin uyarıcı peygamberinin kendi içinden olması gerektiği gibi,cin kavimlerininde uyarıcısının kendi içinden olması gerekir.Enam 130 bunu doğruluyor.
Ey cin ve insan toplulukları!Size kendi içinizden âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?”...(Enam 130)
  Cin suresi 14.ayette cinlerin;''içimizde Allaha teslim olanlar(muslimune) ve sapanlar var'' demesindeki elmuslimun(teslim olan) sözüde sizleri aldatmamalıdır.Kendi içlerinden gelen cin elçinin mesajına teslim olmayı kastediyor.Zaten bu teslim olma durumunun Kuranla tanışmadan önce gerçekleştiği ayetlerden anlaşılıyor.İbrahim Allaha teslim olmuştu(muslimen) ayetindeki gibi(Ali İmran 67),Kuranla ilgili olmayan bir teslim olma durumu.
  Ve aynı iddia ehli kitap içinde öne sürülür.Madem Kuran Arap kavmine özeldir o zaman neden ehli kitap(Yahudi ve Hristiyanlar) kimselere seslenen ayetler var diyorlar.Ve yine yanlışa düşüyorlar.
  Ey ehli kitap:elçimiz sizin karşınıza geldi.Elçilerin arası açıldı,bize gelenlerden başka elçi gelmemiştir demeyin.İşte yeni elçimiz geldi(Maide 19)
   Bu ve benzeri ayetler ehli kitaptan yeni elçiyi ve yeni kitabı inkar etmemelerini istiyor sadece.Kendi kitaplarınıza ve kendi şeriatinize uyun,yeni şeriate uymak zorunda değilsiniz,ama yeni şeriatide kötülemeyin diyor.İnkar etmeyin diyor.Hepsi bu.Yani müslümanın Tevrat şeriatına uyma zorunluluğunun olmaması gibi.Müslüman Tevrat şeriatine uymasada Tevratı inkar etmemelidir,Tevrat diye bir kitap hiç inmemiştir diyemez,Tevrata da inanmak zorundadır.Aynı şekilde ehli kitapta Kuran şeriatına uymakla zorunlu değildir,ama Kuran diye bir kitap inmedi dememelidir,inanmakla sınırlı bir sorumluluğu vardır.Allah herkesi aynı şeriatte birleştirmek istemez,herkes kendine inen kendi şeriatine uymalıdır(Maide 48)
 ...Sizden her biriniz için farklı bir şeriat ve yol koyduk.Eğer Allah dileseydi,elbette sizi tek bir ümmet yapardı.Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı.Öyleyse iyiliklerde yarışın.(Maide 48)  
 Onlar kendi şeriatlerine uymalılar,kendilerine inene uymalılar.
Ey kitap ehli:Tevratı ve İncili,ve onlardaki her şeyi(وَمَا-vema-ve her şeyi),size indirileni  hakkıyla uygulayın...(Maide 68)
Maide 68 sadece Tevrat ve İncil'in adı geçiyor,Kuran'ın adı geçmiyor.Ve size indirilene uyun deniyor.Hem size indirilene hemde bize indirilene uyun demiyor.Çünkü Kuran kitap ehline seslenirken size inen(Tevrat ve İncil) ve bize inen(Kuran) ayrımı yapıyor(Ankebut 46).Oysa Maide 68 sadece size inene uyun diyor.
...Kitap ehline şöyle deyin: “Biz,size indirilene de,bize indirilene de inandık.Bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız birdir(Ankebut 46)
  Onlar Tevrat varken Muhammet'ten hüküm istememelidirler,Tevrat hükümlerini uygulamaları yeterlidir.
İçinde Allah ın HÜKMÜ BULUNAN TEVRAT ELLERİNDE varken,gelip senden hüküm vermeni istemesinler...(Maide 43)
Görüldüğü gibi onlar kendi kitaplarına ve kendi şeriatlerine uymalıdırlar.